Yaklaşık 7 ay boyunca bindiğim Honda Pcx 150'nin incelemesini yazacağımı söylemiştim. Bana motosikleti sevdiren, hemen hemen her yola gelebilen yoldaşımın incelemesini yazmak sandığımdan da zor oldu. Hemen bir fotoğraf iliştirerek konuya gireyim diyorum.
Yukarıdaki fotoğraftan da anlaşılacağı üzere Honda Pcx tam bir yoldaş. Otomobil kültüründen gelmiş biri olarak yakarışlarımı burada yayınlamıştım. Bitmek bilmeyen trafik karmaşası, rezalet yollar, bilinçsiz sürücüler ve tabii ki rezalet İstanbul trafiği.. Bunların hepsinden beni bir anda kurtaran alettir Honda Pcx.
Kendisini 2016 yılının Aralık ayında 7.800 TL'ye satın aldım. Üzerinde hiç bir aksesuar yoktu ama kız arkadaşımın 'siyah olsun' demesi ve plakanın da 48 oluşu nedeniyle gönlümü çelmeyi başardı. Sigortasını 48 plakasının sayesinde olması gerekenin 3'te 1 fiyatına halletmiş oldum.
Aksesuardan başlamış iken oradan devam edelim. Üzerinde gelen İrc marka lastikler gerçekten çok kötü, ilk yapılması gereken hareket onları Michelin City Grip ile değiştirmek. Hem motor yumuşuyor hem de ıslak ve kuru havalarda çok iyi bir tutunma sağlıyor. Tur camı olmazsa inanılmaz rüzgar alıyorsunuz (hiç motor kullanmamış olduğumdan bana da öyle gelmiş olabilir), bu yüzden tur camı almak lazım, ben Givi marka uzun olanını almıştım çok rahat ettim. Bir de tabii ki top case mevzusu; onu da Givi marka aldım, çok büyük olmasa da idare etti diyebilirim. Şöyle de fotoğraflarını iliştireyim.
Konfor
Konfor konusu biraz göreceli bence. Şu anda kullanmakta olduğum Honda Forza ile kıyaslamak Pcx'e ayıp olur. Ama diyebileceğim şey şu ki selesi çok rahatsız. Kuyruk sokumuna resmen zulmediyor. Süspansiyonlar da biraz sert ama bunu normal karşılıyorum. Hafif oluşundan dolayı, yolda tutunabilmesi için süspansiyon ayarının bir tık sert olması gerekiyor.
Performans
Şehir içi için oldukça yeterli bir performansı var, 80 km/s hıza kadar hiç zorlanmadan çıkabiliyor. Sorun sadece otoyollarda, keza 80-90 km/s hızlarda kendinizi güvende hissediyorsunuz ancak bunun bir tık üstünde o güveni vermiyor. Maksimum hızı 112 km/s civarlarında, sollamaya çıkmak için maalesef yeterli değil. O yüzden sürekli otobanda kullanacak olanlar için önerilecek bir motor değil Pcx. Frenler 80 km/s hıza kadar güven veriyor, ben bir sorun yaşamadım ama daha yüksek hızlarda 'acaba durabilir miyim?' diye kendinize soruyorsunuz.
Benim 7.000 kilometredeki yakıt tüketimi 2.1 litre idi. Pcx benzini resmen kokluyor. Bu konuda eline kolay kolay hiç bir motosiklet su dökemez. Tek bir depo ile 350 kilometre yol gitmek mümkün.
Kendisi ile yaşadığım tek sorun titreşimdi. Varyatörden kaynaklanan bu titreşimin tek çözümü 3k - 4k kilometrede bir temizletmek ve zamanı gelince kayışı değiştirmek. Titreşim bazen o kadar artıyor ki 'yeter ulan!' falan diyebiliyorsunuz.
Sonuçta Pcx bir şehir içi scooter'ı, yani eliniz ayağınız. Bu amaçlar ile alınacak ise bir ömür kullanılabilir. Ben kendisine minnettarım çünkü bana motosikleti sevdirdi. Yolun açık olsun yoldaş!
Kendisi ile ilgili ilk yazıma buradan ulaşabilirsiniz.
Yukarıdaki fotoğraftan da anlaşılacağı üzere Honda Pcx tam bir yoldaş. Otomobil kültüründen gelmiş biri olarak yakarışlarımı burada yayınlamıştım. Bitmek bilmeyen trafik karmaşası, rezalet yollar, bilinçsiz sürücüler ve tabii ki rezalet İstanbul trafiği.. Bunların hepsinden beni bir anda kurtaran alettir Honda Pcx.
Kendisini 2016 yılının Aralık ayında 7.800 TL'ye satın aldım. Üzerinde hiç bir aksesuar yoktu ama kız arkadaşımın 'siyah olsun' demesi ve plakanın da 48 oluşu nedeniyle gönlümü çelmeyi başardı. Sigortasını 48 plakasının sayesinde olması gerekenin 3'te 1 fiyatına halletmiş oldum.
Aksesuardan başlamış iken oradan devam edelim. Üzerinde gelen İrc marka lastikler gerçekten çok kötü, ilk yapılması gereken hareket onları Michelin City Grip ile değiştirmek. Hem motor yumuşuyor hem de ıslak ve kuru havalarda çok iyi bir tutunma sağlıyor. Tur camı olmazsa inanılmaz rüzgar alıyorsunuz (hiç motor kullanmamış olduğumdan bana da öyle gelmiş olabilir), bu yüzden tur camı almak lazım, ben Givi marka uzun olanını almıştım çok rahat ettim. Bir de tabii ki top case mevzusu; onu da Givi marka aldım, çok büyük olmasa da idare etti diyebilirim. Şöyle de fotoğraflarını iliştireyim.
Konfor
Konfor konusu biraz göreceli bence. Şu anda kullanmakta olduğum Honda Forza ile kıyaslamak Pcx'e ayıp olur. Ama diyebileceğim şey şu ki selesi çok rahatsız. Kuyruk sokumuna resmen zulmediyor. Süspansiyonlar da biraz sert ama bunu normal karşılıyorum. Hafif oluşundan dolayı, yolda tutunabilmesi için süspansiyon ayarının bir tık sert olması gerekiyor.
Performans
Şehir içi için oldukça yeterli bir performansı var, 80 km/s hıza kadar hiç zorlanmadan çıkabiliyor. Sorun sadece otoyollarda, keza 80-90 km/s hızlarda kendinizi güvende hissediyorsunuz ancak bunun bir tık üstünde o güveni vermiyor. Maksimum hızı 112 km/s civarlarında, sollamaya çıkmak için maalesef yeterli değil. O yüzden sürekli otobanda kullanacak olanlar için önerilecek bir motor değil Pcx. Frenler 80 km/s hıza kadar güven veriyor, ben bir sorun yaşamadım ama daha yüksek hızlarda 'acaba durabilir miyim?' diye kendinize soruyorsunuz.
Benim 7.000 kilometredeki yakıt tüketimi 2.1 litre idi. Pcx benzini resmen kokluyor. Bu konuda eline kolay kolay hiç bir motosiklet su dökemez. Tek bir depo ile 350 kilometre yol gitmek mümkün.
Kendisi ile yaşadığım tek sorun titreşimdi. Varyatörden kaynaklanan bu titreşimin tek çözümü 3k - 4k kilometrede bir temizletmek ve zamanı gelince kayışı değiştirmek. Titreşim bazen o kadar artıyor ki 'yeter ulan!' falan diyebiliyorsunuz.
Sonuçta Pcx bir şehir içi scooter'ı, yani eliniz ayağınız. Bu amaçlar ile alınacak ise bir ömür kullanılabilir. Ben kendisine minnettarım çünkü bana motosikleti sevdirdi. Yolun açık olsun yoldaş!
Kendisi ile ilgili ilk yazıma buradan ulaşabilirsiniz.